skip to main |
skip to sidebar
Viyana da kaybolmak mümkün değil.Yönünüzü hatırlamıyorsanız eğer,haritada bulmak için çok çaba sarf etmeyin bence. Çünkü, bulunduğunuz noktadan uzağa baktığınız zaman Stephansdom’u (St.Stephen’s Cathedral) görmemeniz mümkün değil . 12 yüzyılda inşa edilmiş olan bu cathedral günümüze kadar birçok yangınlar ve affetler atlatmış ama bugün yıkılmadım ayaktayım der gibi kendisini heryerden gösteriyor. Adamlar düşünmüşler ve demişler ki, yüzyıllar boyunca avrupanın en yüksek binası olarak hüküm süren Stephen Cathedralinin kulesi bugünde Viyanın en yüksek noktası olmalı ve o yüzdende merkezde buradan daha yüksek bina yapılmasına izin vermemişler. Avrupa da en çok buna özeniyorum zaten. Biryelerin tamamı ülkesine sahip çıkıyor, yöneticileri tarihi korumak için çaba sarf ediyor, ilgili hikayeleri kulaktan kulağa aktarıyorlar ki tarihleri unutlmasın. Türkiyem de aynı durumun olması dileğiyle... Hoş koruyacak pek fazla birşeyimiz kalmadı ya neyse…
Stephansdom hakkında birkaç hikaye var. Bir inanışa göre tatmin olmayan müşteriler ekmeklerinin uzunluğunu hemen kapının sol tarafında bulunan duvarda ölçüyorlarmış. Diğer bir inanışda, Türklerin saldırılarına para ayırmak için gotik olan bölümü tamamlamadıkları ile ilgili. En alt katta mezarlar var, Savoy prensininkide burada bulunuyor. Size tavsiyem kulesine çıkın. İçerde asansör var dediler (ben görmedim)ama biz tırmanmayı tercih ettik ve tam tamına 343 basamak çıktık.
Basamakların sonunda gördüğümüz manzara tüm yorgunluğa değerdi doğrusu. Ayrıca tırmanırken parçalanan çanıda görebiliyorsunuz. Bu arada yeni yıl akşamı 12:00 gongu buradan çalınıyormuş bilginize…
Viyananın, kalbinin bu noktada attığını söyleyebilirim. Her şeyin başlangıç noktası burası. Müzik, eğlence, bar, restaurant, alışveriş… Bu merkezden bir cadde yürüyorsunuz operadasınız, bir cadde yürüyorsunuz tiyatrodasınız veya diğer bir caddesinin sonunda İspanyol atlarının gösterilerini izliyebiliyorsunuz.
Bu gezinin bir ay öncesinden opera biletimi internetden almıştım. Çünkü doğum günümde opera dinlemek istiyordum. O yüzden operya doğru yürüdük ve biletlerimizi elimize aldık. Ben olayın büyüsüne iyicene kapılmaya başlamıştım bile. Neyse gün bitti.
Ertesi gün turistik gezimizi yaptık. Sırada İspanyol Atları ve ünlü Vienna operası var…
Pages
Wednesday, January 18, 2006
Stephansdom – St.Stephen’s Cathedral
Viyana da kaybolmak mümkün değil.Yönünüzü hatırlamıyorsanız eğer,haritada bulmak için çok çaba sarf etmeyin bence. Çünkü, bulunduğunuz noktadan uzağa baktığınız zaman Stephansdom’u (St.Stephen’s Cathedral) görmemeniz mümkün değil . 12 yüzyılda inşa edilmiş olan bu cathedral günümüze kadar birçok yangınlar ve affetler atlatmış ama bugün yıkılmadım ayaktayım der gibi kendisini heryerden gösteriyor. Adamlar düşünmüşler ve demişler ki, yüzyıllar boyunca avrupanın en yüksek binası olarak hüküm süren Stephen Cathedralinin kulesi bugünde Viyanın en yüksek noktası olmalı ve o yüzdende merkezde buradan daha yüksek bina yapılmasına izin vermemişler. Avrupa da en çok buna özeniyorum zaten. Biryelerin tamamı ülkesine sahip çıkıyor, yöneticileri tarihi korumak için çaba sarf ediyor, ilgili hikayeleri kulaktan kulağa aktarıyorlar ki tarihleri unutlmasın. Türkiyem de aynı durumun olması dileğiyle... Hoş koruyacak pek fazla birşeyimiz kalmadı ya neyse…
Stephansdom hakkında birkaç hikaye var. Bir inanışa göre tatmin olmayan müşteriler ekmeklerinin uzunluğunu hemen kapının sol tarafında bulunan duvarda ölçüyorlarmış. Diğer bir inanışda, Türklerin saldırılarına para ayırmak için gotik olan bölümü tamamlamadıkları ile ilgili. En alt katta mezarlar var, Savoy prensininkide burada bulunuyor. Size tavsiyem kulesine çıkın. İçerde asansör var dediler (ben görmedim)ama biz tırmanmayı tercih ettik ve tam tamına 343 basamak çıktık.
Basamakların sonunda gördüğümüz manzara tüm yorgunluğa değerdi doğrusu. Ayrıca tırmanırken parçalanan çanıda görebiliyorsunuz. Bu arada yeni yıl akşamı 12:00 gongu buradan çalınıyormuş bilginize…
Viyananın, kalbinin bu noktada attığını söyleyebilirim. Her şeyin başlangıç noktası burası. Müzik, eğlence, bar, restaurant, alışveriş… Bu merkezden bir cadde yürüyorsunuz operadasınız, bir cadde yürüyorsunuz tiyatrodasınız veya diğer bir caddesinin sonunda İspanyol atlarının gösterilerini izliyebiliyorsunuz.
Bu gezinin bir ay öncesinden opera biletimi internetden almıştım. Çünkü doğum günümde opera dinlemek istiyordum. O yüzden operya doğru yürüdük ve biletlerimizi elimize aldık. Ben olayın büyüsüne iyicene kapılmaya başlamıştım bile. Neyse gün bitti.
Ertesi gün turistik gezimizi yaptık. Sırada İspanyol Atları ve ünlü Vienna operası var…
About
.
Search This Blog
About Me
Translate
Popular Posts
-
Santral İstanbul'da gerçekleştirilen festival hakkındaki bilgiye buradan ulaşabilirsiniz. Güzel bir festivaldi. 7 den 70 e herkese hita...
-
Bugün, sizlere iş yerimin bulunduğu Kurtuluş semtini anlatmak istiyorum. Aralık ayının başından itibaren caddeyi gören odamınkarşısındaki ...
-
Bugün çok güzel fotoğraflar çektim ama hepsi çöp oldu! çünkü Alius ISO değerini 1600 yapmış. Bende hiç farketmedim. Çektimde çektim. Ama çek...
-
Bu fotoğrafı sanıyorum 2006 yılında çekmişim. 10 yıl sonra neler mi değişti... Bir gideyim aynı yerden aynı kareyi aynı saatte çekeyim... ba...
-
Çoğunlukla fotoğraf makinemi almaz oldum... Hem artık yetmediği için hem biraz bozuk olduğu için hemde biraz yenisini almak için bahaneler ü...
-
Cumartesi günü bir müze ve iki fotoğraf sergisi gezdim. Bu kültürel etkinliği, Galata’nın arka sokaklarında dolaşarak, gidilecek yerleri not...
-
Evet berberin ismi minik berberdi. Yeşil olmasından dolayı ilgimi çekti. Bu arada müşterisi hangi saçını kestiriyordu pek anlayamadım...:-) ...
-
Yola sinemaya gitmek için çıkmıştık, kendimizi Tarabyada balık, rakı olayının içinde bulduk. Olaylar nasıl gelişti... Geçen Pazar günü hava ...
-
Midyat çok güzel. Zaten son bölümde size bir rota önericeğim. Bu rotayı yaparsanız eminim hiç pişman olmazsınız. Gelüşke Hanı, Mor yakup ki...
Yasal Uyarı
Fotoğrafların korunması konusu, Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu (FSEK) m.84′de düzenlenmiştir. "Bir işareti, resim veya sesi, bunları nakle yarıyan bir alet üzerine tesbit eden veya ticari maksatlarla haklı olarak çoğaltan yahut yayan kimse, aynı işaretin, resmin veya sesin 3 üncü bir kişi tarafından aynı vasıtadan faydalanılmak suretiyle çoğaltılmasını veya yayımlanmasını menedebilir.
Fotoğrafların telif hakkı acupofcaffeine aittir. İzinsiz kullanımı durumunda her türlü yasal yola başvurulacaktır.
Blog Archive
geziyorum
Labels
- adalar (34)
- adana (1)
- akyaka (1)
- alaçatı (7)
- almanya (2)
- Amsterdam-Belçika (3)
- ankara (3)
- antakya (1)
- Antalya (10)
- assos (1)
- avusturya (9)
- ayvalık (4)
- baden baden (1)
- bafa gölü (2)
- batum (2)
- bodrum (1)
- bolu (2)
- bozcaada (3)
- bulgaristan (1)
- bursa (12)
- çatalca (7)
- çeşme (2)
- chios (4)
- Çıralı (5)
- colmar (1)
- cumalıkızık (1)
- cunda (5)
- dalyan (1)
- datça (7)
- doğu karadeniz (4)
- efes (1)
- eqisheim (1)
- fethiye (4)
- foça (3)
- Fransa (21)
- geziyorum (486)
- göcek (2)
- Gökçeada (6)
- gölyazı (2)
- greece (4)
- hiç. (1)
- iğneada (4)
- ispanya (11)
- ist (1)
- İstanbul (152)
- İstek-hikaye (2)
- italya (22)
- izmir (2)
- iznik (4)
- kapadokya (12)
- karadeniz (6)
- karagöl (1)
- kıbrıs (6)
- ku (1)
- kutlama (1)
- lavanta (1)
- likya yolu (5)
- linklerim (2)
- manyas (1)
- manyas kus cenneti (4)
- marmaris (1)
- okuyalım öğrenelim (27)
- ondan bundan birazda benden (351)
- pamukkale (1)
- polonezköy (3)
- Prag (3)
- romanya (1)
- safranbolu (3)
- sanatsal etkinliklerim (51)
- sapanca (1)
- Semtler (58)
- side (4)
- sinop (6)
- şirince (1)
- sofya (1)
- taraklı (2)
- tasarım (3)
- türkiye (181)
- uçmakdere (1)
- Ukrayna (9)
- urla (1)
- yalova (1)
- yaşam (14)
- yeme içme (1)
- yemeklerim (13)
- yunanistan (10)
sevdiklerim
mutfaktan nefis kokular geliyor
Yeni Eklenenler
Search this blog
Followers
Powered by Blogger.
Copyright (c) 2010 A CUP OF CAFFEINE. Design by WPThemes Expert
Blogger Templates, Grocery Coupons and Daily Fantasy Sports.
0 comments:
Post a Comment