Sunday, December 9, 2007

balat-2

 
Posted by Picasa

Şu kapılara bitiyorum. En beğendim tarz...Merdivenle sokağa inilir... Kapının önündeki boş alan mermer sütunlarla çevrelenmiştir... Süper...
Sarı lacivert kahveye gelince... Kardeşim için çektim bu fotoğrafları.. çünkü kendisi koyu bir fenerli... bu kahveyede fenerli olmayanlar giremiyor... dolayısıyla kardeşim bu fikre bayılacaktır... İsmide fenerliler lokali...:-))
 
 

Balat’ta üç Yahudi
Bakkal Salomon Bey, manav Davit Bey, manifaturacı Leon Bey

Onlar, en eski, kadim Balatlı. Çünkü Balat, Bizans devrinden beri Yahudilerin oturduğu bir semt. Bugün bu geleneği sürdüren sadece üç kişi kalmış Balat'ta...

Salomon Nesim Hekim, kendi deyişiyle eski, en eski, kadim Balatlı. Beş asır önce kalyonlarla İspanya'dan yola çıkan ataları Balat sahilinde demirleyince başlamış İstanbul'daki serüvenleri. 1331 doğumlu yani 85 yaşında. Babası Yuda Hekim'in hayatının büyük bir bölümü savaşlarda geçmiş. Yemen Harbi, Balkan Harbi derken Çanakkale Savaşı. Salomon Bey, ‘‘Babam sondan bir önceki büyük savaşta yani Çanakkale'de şehit oldu’’ diyor.
 
Küçük Salomon dünyaya gözlerini açar açmaz yetim kaldığı için hiç baba şefkati görmemiş. Okuma yazmayı söktükten ve biraz matematik öğrendikten sonra bir tekel bayiinde çırak olarak işe başlamış. Askere gitmeden önce gönlünü kaptırdığı Balat Yahudisi Donna Hanım'la evlenmiş. 1940'ta bir buçuk yıl sonra dönerim umuduyla askere gitmiş ama... ‘‘Sanki dünya savaş çıkarmak için bizim aileden birinin askere gitmesini bekliyor. Bir buçuk yılda dönmeyi umarken Alaman Harbi'nden ötürü üç buçuk yıl silah altında kaldım. Geldiğimde kızım kocaman olmuştu. Ama neyse vatan sağolsun.’’
 
Posted by Picasa


Salomon Bey, çıraklık yaptığı Balat Çarşısı'nda 1950'de bir bakkal dükkanı açmış ve 40 yıl tekkeyi beklemiş. Üç kızının üçü de Balat'ta doğup büyümüş. Emekli olunca dükkanı kapamış ama çalışmadan duramadığı için Balat Market'in sahibi Aytekin Karadağ'ın yanında çalışmaya devam etmiş. Şimdi Şişli'de büyük kızının yakınında oturuyor. Aytekin Bey, onu her sabah erkenden evinden alıp Balat'a getiriyor.
 
 

ÇIFIT ÇARŞISI ESNAFI
Osmanlılar Yahudilere ‘‘Çıfıt’’ diye hitap ettikleri için bugün adı Leblebiciler Sokağı olan bölgeye eskiden ‘‘Çıfıt Çarşısı’’ denilirmiş. Çünkü, bu çarşı esnafının büyük bir bölümü Yahudiler'den oluşurmuş.
 
Eski Çıfıt Çarşısı'ndaki Balat Market'in yani Salomon Bey'in hemen karşısında Balat Manavı'nın sahibi de 74 yaşında bir Yahudi. Manav Davit Behar'ın babası Silivrili. Anne tarafı ise Balat Mollaaşkı Mahallesi'nin en eski sakinlerinden. Davit Bey de Balat'ta doğup büyümüş. Halen burada oturuyor. Dükkanı İstanbul'un belki de en eski manavı. İçinde barınmak için bir sığınak bulunmayan bu eski zaman manavının önü olduğu gibi açık. Kendini bildi bileli durmaksızın çalışan bu yaşlı adam, karların dükkanın önünü kapadığı kış günlerinde bir yağ tenekesinde portakal kasalarını yakarak karıncalanan ellerini ısıtıyor. Tıpkı 60-65 yıl önce, çocukluk çağındaki gibi. Tıpkı 250-300 yıl önce Çıfıt Çarşısı'ndaki büyük büyük dedesinin yaptığı gibi...
 
Posted by Picasa

ŞAPKA MERAKLISI
Balat'ın en eski esnaflarından Leon Brudo 79 yaşında. Manifaturacılık yapan Leon Bey'in babası küçükken İstanbul'a gelmiş bir Selanik Yahudisi. İstanbullu bir Yahudi ailenin kızıyla evlenerek Kuzguncuk'a yerleşmiş. Leon Brudo çocuk denecek yaşta iş hayatına atılmış. Bilgili, neşeli, görgülü bir eski zaman İstanbullusu. Şapka meraklısı. Türlü çeşit fötr şapkası var. Koleksiyonunda bir şapka var ki tam 50 yıldır giymeye devam ediyor. Leon Bey dükkanının olduğu binayı yıllar önce satın almış. Binanın cumbasının üstünde Sefarad Yahudileri'nin alamati farikası olan bir kalyon kabartması var. Üstünde ‘‘Furtuna Marmara’’ yazan bu kalyon rölyefi, Yahudiler'in İspanya'dan İstanbul'a geldikleri teknelerin sembolü.
 
Leon Brudo, 20 yıl önce Balat kötüye gitmeye başlayınca evini Nişantaşı'na taşımış. Ama Unesco'nun Balat ve Fener Semtleri Kentsel Rehabilitasyon Projesi ortaya çıkıp, Haliç temizlenince tekrar evine dönmüş. ‘‘Atalarımın doğduğu bu semtte ölmek istiyorum’’ diyor.
 
 


Kaynak: Ersin Kalkan
Fotoğraflar: A cup of caffein

8 comments:

Tijen said...

Ne güzeller! Çok teşekkürler paylaştığın için komşucuğum.

Anonymous said...

@ Sevgili Tijen...

Teşekkür ederim. Ne yazık ki binalar dışında daha bir çok şeyi kaybetmişiz... Bakalım yeni çalışmalarla kazanabilecekmiyiz... :-)
Sevgiler...

Arzu

New York Muhtari said...

bayildim resimlere, yaziya... ne guzel hayatlar bunlar...

simdi oralarda olmak isterdim..

Anonymous said...

@ new york muhtarı;

Teşekkür edereiim... Kimbilir daha nee hayatlar vardır bizim bilmediğimiz...:-(
Sevgiler...Noelde çok eğlenmeyin olur mu? :-)))) hele alışveriş çılgınlığından uzak dur...Yada en iyisini hepssini benim içinde yapın...
Yeniden Seevgiler... Arzu

Anonymous said...

balatta doğdum büyüdüm,çok güzel yer gönlümde..çocukluğumuzun geçtiği heryer gibi belkide ondan güzel..yaklaşık yirmi yıl kadar öncesi çok daha güzeldi..çevre hemen hemen aynı ama içindekiler sanki o güzel ruhunu değiştirmiş o sıcaklığı kalmamış

Anonymous said...

balatta doğdum büyüdüm,çok güzel yer gönlümde..çocukluğumuzun geçtiği heryer gibi belkide ondan güzel..yaklaşık yirmi yıl kadar öncesi çok daha güzeldi..çevre hemen hemen aynı ama içindekiler sanki o güzel ruhunu değiştirmiş o sıcaklığı kalmamış

©em said...

çok güzel yer balat..orada doğdum büyüdüm,belkide her doğup büyünülen yer gibi içimizde oluşan güzelliği..binalar ve çevre çok değişmemiş ama yeni müdavimleri eski ruhunu verememiş sanki..rum ve ermeni komşularda kalmamış..yinede Balat

©em said...

çok güzel yer balat..orada doğdum büyüdüm,belkide her doğup büyünülen yer gibi içimizde oluşan güzelliği..binalar ve çevre çok değişmemiş ama yeni müdavimleri eski ruhunu verememiş sanki..rum ve ermeni komşularda kalmamış..yinede Balat

About

.
 
google-site-verification: google6264df489a134469.html